.
Korona virüs salgınının, ekonomik alanda birçok sektörü olumsuz yönde etkilemesine rağmen sağlık turizmi içeriğindeki medikal turizm, termal turizm, SPA-wellness, yaşlı ve engelli turizm branşlarında çok olumlu neticeler vereceğini söyleyen Atılım Üniversitesinin Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü aynı zamanda Ankara Sağlık Turizmi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Dilaver Tengilimoğlu son zamanlarda katıldığı webinar ve instegram programlarında bu iş kolllarına ait faktörleri sıraladı
Sağlık turizminin sezonluk bir turizm olmadığını; sağlık turizminin 12 aya yayılan bir turizm türü olduğunu söylen Prof.Tengilimoğlu; Haziran ortalarında düşüşe geçen ve sokak kısıtlamalarının ülkemizde de kaldırılması ve THY nın dış uçuşları yapmaya başlaması ile Temmuz -Ağustos aylarında normal turizmin yanında sağlık turistinin de beklendiğini; Danimarka, İsveç,Avusturya gibi Avrupa ülkelerinden ilk transferlerin normal hayata dönüşün akabinde başlayacağını söyledi. Covid-19 un insan hayatını ve sektörleri önemli ölçüde etkilediğini bu sektörlerin başında ise turizm ve ulaşım sektörünün geldiğini; sağlık turizminin de doğal olarak bu süreçten önemli ölçüde etkilendiğini anlattı. Sağlık turizminde anahtarın sağlık personeli olduğunu Türkiye’de gelişmiş ülkelere nazaran nüfusun genç olması, sağlık çalışanlarının genç ve dinamik oluşu, sağlık alt yapısı, yeterli teknolojik donanım açısından daha iyi durumda oluşu, yeni hizmete açılan şehir hastaneleri gibi fiziksel şartların iyi ve enfeksiyon kontrol açısından uygun oluşu (hasta odalarının tek ve iki kişilik oluşu), nüfusun neredeyse tamamına yakınının sosyal güvenlik kapsamında olmasının yurt dışından takip edildiğini bu faktörlerin de pandemi sonrası sağlık turizminde gidilebilecek ülkeler arasında Türkiye’nin ilk sıralardaki ülke olmasını sağladığını belirtti.
Prof.Dr. Dilaver Tengilimoğlu, Covid-19 virüsünün yayılımında korunma amaçlı kişilerin uzun süre evde izole kalmasının fiziksel aktivite yapamamasının kilo alma, sigara kullanma, çeşitli davranış bozukluklarının görülmesine, güneş ışığından yeterince faydalanamama, anksiyete düzeyinin artmasına neden olduğunu söyledi.Dolayısıyla salgın süreci sona erdiğinde bu insanların diyet kampları, geleneksel tıp uygulamaları, vücut direncini arttırmaya, stresten kurtulmaya yönelik uygulamalara ve obezite cerrahisi, estetik kozmetik cerrahi için yöneleceklerine dikkat çeken Prof.Tengilimoğlu insanların sağlık dendiğinde bedensel ve ruhsal tam iyilik halini anlamak gerektiğini sağlığın tanımında bunun olduğunu bu anlayışın sağlık turizmi türlerinde de bunu arayarak hizmetlere ait talep oluşturacaklarını ifade etti. Türkiye’nin termal turizm potansiyeli açısından dünyada ilk yedi ülke arasında olduğunu Avrupa’da ise birinci sırada yer aldığını ifade eden Prof.Dr. Dilaver Tengilimoğlu, termal turizmin de diğer turizm türleri gibi sezonluk olmayıp talebin 12 aya yayılabileceğini; özellikle de yaşlı grubun zinde kalmak için termal tesislere yöneleceğini, pandeminin sona ermesi ve insanların normal rutinlerine dönmelerinin sonbaharı bulacağı yönünde kanaati olduğunu söyledi.
Türkiye’nin akredite olmuş hastaneleri ve yetenekli sağlık insan gücü, zengin turizm imkanları, gastronomisi ile Covid19 pandemi sonrası uluslararası hastaların tercih edeceği ilk destinasyon arasında yer alacağını söyleyen Prof.Dr. Dilaver Tengilimoğlu,bunun için yetkili birimlerin şimdiden rekabetçi pazarlama ve tanıtım stratejileri geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. (Dentha Haber 05.06.2020/ İSTANBUL)