Prof. Dr. Serdar Çintan’la Ağız ve Diş Sağlığı

Prof. Dr. Serdar Çintan’la Ağız ve Diş Sağlığı

İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Çintan ile ağız ve diş sağlığı açısından uygun olan diş fırçası ve diş macunları üzerine konuştuk. Prof. Dr. Serdar Çintan ayrıca; dişhekimliği sektöründe hijyen ve sterilizasyon konusuna da değindi.

Dentha Ajans: Doğru diş fırçası nasıldır? Yanlış diş fırçası kullanımında ortaya çıkabilecek zarar nedir?

Prof. Dr. Serdar Çintan: Fırça kıllarının sentetik ve uçlarının yuvarlatılmış olması modern diş fırçalarında gereken iki önemli özelliktir. Eskiden dış fırçası yapımında domuz kılları kullanılırdı. Anadolu’da bu fırçalar hala satılıyor ama hijyenik değil. Bu gibi fırçaların içinde bakteri üreme ve enfeksiyon yapma riski yüksek. Oysa sentetik kıllar belli standartlara uygun olabiliyor. İstediğiniz milimetrede kıl demetleri oluşturabiliyorsunuz. Asıl önemlisi bu kıl demetlerinin uçlarının yuvarlatılması. Bunlar yuvarlak olduğu zaman dişe ve diş etine zarar vermiyor. Yanlış üretilmiş fırça, sert kullanılırsa aşınma meydana gelir. Hem de diş etlerini kaplayan epitel dokusunda soyulmalar meydana geliyor. Buna bağlı olarak hastanın bir çok klinik şikayeti oluyor. Tabi ki hastanın dişlerini fırçalama tekniği ile de ilgili bir durumu göz ardı etmemek gerekir.

HALKIMIZA UCUZ FIRÇA ALMAMALARINI ÖNERİYORUM

Prof. Dr. Serdar Çintan: Modern toplumlarda ideal diş fırçaları piyasada tüketim malzemesi olarak hastaya sunuluyor. Uçları yuvarlatılmamış kıllara sahip olan diş fırçaları nerdeyse yok. Bu arada ilginç olan piyasada bu fırçaların belli pazar ve fiyatları var. Bazı yerlerde çok ucuz fiyatlara diş fırçaları satılıyor. Aldığımız duyumlara göre beş tanesi bir milyona gibi rakamlarla fırçalar satılıyor. Bunların doğru ve hijyenik koşullarda üretilmeyen dünya standartlarından uzak fırçalar olduğunu düşünüyorum. Halkımıza ucuz fırça almamalarını öneriyorum. Bu fırçaların uçları büyük bir ihtimalle standart dışıdır. Yuvarlak değildir dişlere ve diş etlerine zarar verecektir. Hijyenik koşullarda üretilmediğini ve fırça saplarının ideal materyaldan uzak, üzerinde kir biriktiren tipte olduğunu düşünüyorum. Beş tanesi bir milyona satılan fırçaların bırakın bir ay bir hafta sonra fırça özelliğini kaybedeceğini düşünüyorum.

Dentha Ajans: Bir diş fırçası ne kadar süre kullanılıyor?

Çintan: Bizim hastalarımıza önerdiğimiz birkaç firmanın çok sağlıklı üretilmiş diş fırçaları var. Tabi ki hastanın kullanımına göre fırçanın ömrü değişiyor. Kimi hasta daha fazla kuvvet uyguluyor. Fırçası daha çabuk yıpranıyor. Veya kılların ucu daha fazla deforme oluyor. Kimi hasta kıyamıyor. Çok yumuşak kullanıyor dolayısıyla fırçasını daha çok kullanıyor. Dişhekimi tarafından doğru bilinçlendirilen ve dişlerini doğru şekilde fırçalayan bir hastanın diş fırçasını üç yada dört ayda bir değiştirmesi gerekiyor. Buna yönelik daha akılcı bir çözüm geliştirildi. Endikatörlü fırçalar yapıldı. Fırça demetleri içinde bir grup başka renk taşıyan kıl demetleri var. Bu kıl demetleri uçlarından başlayarak renklerini kaybediyorlar, soluyorlar, onlar artık ortasını geçtikten sonra renk değişimi bir şekilde o fırçanın fonksiyon yapmadığı ve değiştirilmesi gerektiğini anlatıyor. Biz hekim olarak hastalarımıza her öğünden sonra günde üç kez fırçalamayı öneriyoruz. Öğlen yemeğinden sonra çalışan insanların dişlerini fırçalaması güç olabiliyor. Ama iki kere iyi fırçalamak yeterli diyebiliyoruz. Toparlamak gerekirse günde iki kere dişlerini fırçalayan bir kişi doğru fırçalıyorsa yılda üç yada dört kez fırça değiştirmesi gerekecektir.

Dentha Ajans: Ağız diş sağılığında diş macunu şart mı?

Çintan: Diş macunu bence ağız ve diş sağlığı hijyeninin vazgeçilmez ürünlerinden biridir. Diş macununu farklı merceklerle inceleme olanağına sahibiz. Son yıllarda estetik ve kozmetik ön plana çıktığı için ve diş macunlarının içinde bir dolu beyazlatıcı ve parlatıcı ürünler eklendiği için bu diş macunlarını belki kozmetik ürünler kapsamına almamız gerekebilir. Öte yandan diş macunlarının içinde deterjan etkili temizleyici mikroorganizmaları birikintileri dişlerin üzerinden uzaklaştırıcı materyaller var. Bu açıdan baktığımızda diş macununu temizleyici etkisinde bir ürün olarak düşünebiliriz. Son yıllarda diş macunlarının içine hastaların şikayetlerine yönelik özel katkı maddeleri katılıyor. 50 yılı aşkın bir süredir diş macunlarının içinde floritler vardır. Floritler diş çürüğünün önlenmesinde çok önemlidir. Diş eti sağlığı açısından da plak önleyici diş eti iltihabı ve diş çürüğü yapan mikrobial dental plağın gelişimini önleyici anti plak malzemeler, ürünler katılıyor diş macunlarının içine hatta mikrobial dental plağın sertleşip diş taşına dönüşümünü engelleyen önleyen anti kalkulis ve anti-tartar maddeler de katılıyor. Yani bir terepatik tedavi edici etki de bekleniyor. Son yıllarda gene diş eti çekilmesi olan veya dişlerinde tatlıya, soğuğa, sıcağa, ekşiye hassasiyeti olan bireylerde bu şikayetlerini biraz geriletmek için özel ürünlerin içine katıldığı diş macunları da var.

Dentha Ajans: Piyasada doğru olmayan dişlere ve diş etine zarar veren diş macunu var mı?

Çintan: Aslında var. Ama diş macununu makul bir süre içinde kullanırsanız çok fazla zararlı olmuyor. Ama bununla kastım diş macunu. Yani markette bulunan belirli firmaların patent almış ürünlerini kullandığı zaman hasta ki bunun içinde abreziv etkisi olan sigara ve kahve lekesini çıkartmaya yönelik biraz aşındırıcı etkisi olan diş macunları da var. Ama hasta bunları makul düzeyde kullanırsa zarar görmez. Ama bunların ötesinde diş macunu diyemiyeceğimiz cila pastası, diş pastası diyebileceğimiz maddeler hastaya ciddi zarar verebilir. Tavsiyemiz marketlerde bildikleri firmaların diş macunlarını kullanmalarıdır.

Dentha Ajans: Dişhekimliğinde dezenfeksiyon ve sterilizasyon uygulamaları ile ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?

Çintan: Sektörümüzde dezenfeksiyon ve sterilizasyon yöntemlerde son yıllarda ciddi gelişmeler var. Dişhekimliği klinikleri hijyenik bir ameliyathane görüntüsüne girdi. 10 yada 20 yıl önce böyle değildi. En azından modern ve çağdaş bir dişhekimliği kliniğinin böyle olması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun içinde İstanbul Dişhekimleri Odası’nın (İDO) İstanbul’da dezenfeksiyon ve sterilizasyonla ilgili olarak meslektaşlarımıza uygulatmaya çalıştığı belirli standartlar var. Ama bir gerçeği de kabul edelim. Günümüz koşullarında ideal bir sterilizasyon ve dezenfeksiyona kavuşmak için ciddi bir yatırım yapmak gerekiyor. Yani sadece dişhekimliği aletleri almakla iş bitmiyor. Doğru ve sağlıklı bir tedavi uygulayabilmek için sterilizasyona yönelik çağdaş aygıtları da kliniklerde bulundurmanız gerekiyor.

Dentha Ajans: Otoklavlar hakkında bize bilgi verir misiniz?

Çintan: Otoklav kavramı yıllardır var. Daha çok tıp fakülteleri, genel cerrahi laboratuarda ve artık dişhekimliği muayenehanelerine de girdi. Otaklav varken, diğer aletlerin sterilizasyon yapma yüzeyleri tartışılmaz şekilde geri planda kaldı. Otoklav ideal bir sterilizasyon sağlıyor. Ama otoklavlar da farklı. Eski otoklavlar vakumsuz otoklavlardı. Otoklavların özelliği; bir hazne içerisine su buharı gelir, bu su buharı belirli bir atmosfer içinde basınçla içine konulan bütün aletlerin üzerindeki mikroorganizmaları tamamen öldürür. Ancak şu ortaya çıktı ki: Vakumun rolü önemli. İçindeki hava özel bir pompa sistemi ile önce vakumlanıyor. Aletler ve üzerlerine sarılan bezler, hasta önlükleri ve kullanabileceğimiz her şey kurumuş bir şekilde otoklavdan çıkıyor. Sterilizasyon tam oluyor mu diye sorular var. Bunu şöyle açıklamak istiyorum. Sevgili Arkadaşım Güven Külekçi de bunu severek kullanır. ‘Sterilizasyon ya vardır ya da yoktur’ az sterilizasyon, yarım sterilizasyon, tam sterilizasyon yoktur. Sterilizasyon sisteminde yapacağınız bir hata ile bütün sterilizasyon boşa gider.

Dentha Ajans: Sterilizasyon neden önemli?

Çintan: Bizim çapraz enfeksiyon dediğimiz hekimden hastalara, hastadan hekime, hekimden yardımcı personele ve laborantlara hastalık bulaştırma riski çok yüksektir. Dişhekimi tükürükle ve kanla yani iki önemli vücut sıvısı ile temas halinde işini görüyor. Bu vücut sıvılarından bulaşma riski olan hepatit B ve C ve AIDS gibi hastalıklar başta geliyor. Meslektaşlarımız hepatit ve HIV virüsünden korunmanın yollarını soruyor. Bence Hepatit ve AIDS’ten korunmak için farklı bir şey yapmaya gerek yok. Eğer anlatılan ve önerilen sterilizasyon programını bire bir uyguluyorsanız, zaten her hastaya hepatitli yada HIV virüs taşıyıcısı muamelesi yapıyorsunuz demektir. Bu tarz dikkat hem hastayı hem de dişhekimini koruyacaktır.

Dentha Ajans: Sayın Prof. Dr. Serdar Çintan’a bize verdiği bilgilerden dolayı teşekkür ediyoruz.

Dentha Haber Ajansı / 2004-04-22

Yazar Hakkında

Share