‘Hipnoz’ dişhekimliği sahasında etkin olarak yer almaya başladı. Dişhekimi ve diş koltuğu korkusunun yoğun olarak yaşandığı Türkiye’de, ‘hipnozla tedavi’ yolu üniversitelerde eğitim kapsamına alındı. Diş hekimleri bu alanda oluşturulan kurslara yoğun ilgi gösteriyor.
Yeditepe Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dt. Ali Eşref Müezzinoğlu yıllardır hastalarına hipnoz uygulayarak tedavi yapan diş hekimlerimizden birisi. Dentha Haber Ajansı olarak Dt. Ali Eşref Müezzinoğlu ile hipnoz hakkında konuştuk.
Dentha Haber Ajansı: Hipnoz nedir?
Müezzinoğlu: Hipnoz kesinlikle uyku hali olmadan, beyin istemi doğrultusunda yapılan bir psikolojik terapi şeklidir.
Dentha Haber Ajansı: Her insan hipnoz olma durumuna uygun mudur?
Müezzinoğlu: Kişilerin hipnoza girebilmeleri için önce inanmaları, akıllarının yatması, iletişim kurulacak düzeyde bilinçlerinin açık olması şarttır. Bu faktörler bir araya gelirse, insanların yüzde 90′da hipnotik olguyu elde edebiliriz. Aynı kişi ve aynı yöntemle. İyi niyet ve güvene bağlı birkaç çalışmada uygulayıcı değiştirmek, yöntemi değiştirmek yolu ile insanların yüzde 99′unda hipnotik olarak açığa çıkarırız.
Hipnoz olayı bir tabiat olayıdır. Örneğin bir konuya dikkatinizi verdiğinizde sağa sola çarpar bakar kör oluyoruz. Çarptığımız zaman büyük yaralar alırsınız. Bu çarpma sırasında içinde bulunduğumuz yoğunluk nedeni ile acıyı hissetmiyoruz bile. Duyu organlarımız bize her zaman eşit yanıtlar verseydi her zaman standart sonuçlar almamız gerekirdi. Bu da bize şunu söylüyor; İşte insanın kendi ana belleğinde duyu organlarını yönlendiren duyu organlarının ötesinde kendi beklentilerini hedefleyen bir olay vardır.
Dentha Haber Ajansı: Dental fobileri olan insanlar üzerinde hipnoz uygulayarak tedavi uyguluyorsunuz. Bu konu ile ilgili bize bilgi verir misiniz ?
Müezzinoğlu: Ben dişhekimlerine yönelik şunu söyleyebilirim. İnsanların bir çoğu dişhekimlerinden korkmakta ve ürkmektedir. Bir hobi geliştirmişlerdir. Bunların bir çoğu kulaktan dolma bilgilerden daha olayı yaşamadan, ailenin ‘iğneciye’ ‘dişçiye’ gidiyorum tarzında yaklaşımından kaynaklanmakta. Bazen de kişinin yaşadığı kötü bir deneyimden sonra ürkme olayı vardır. Bu tür dental fobileri olan bireyler bu sorunları çözmek için samimi ve istekli ise birkaç çalışma ile korkularını gidermek o koltuğa işkence koltuğu gibi değil güzellik salonundaki, sinemadaki koltuğa oturur gibi oturtma imkanı vardır.
Dentha Haber Ajansı: Size tedavi olmaya gelen her diş hastası hipnoza girebiliyor mu?
Müezzinoğlu: Tabiki kişilerin hipnoza girme derinlikleri çok farklı. Yüz kişi hipnoza girerse, bunun 5′i girip çıkma arasında bocalarken, yüzde 60′ı orta derecede biraz daha katılımcı olabiliyor. Yüzde 20′si derin olarak hipnozu algılarken, yüzde 10 veya 15′i o kadar derin algılıyor ki nerdeyse uyur gezer hale gelebiliyor. İşte bu son gruba girenlerde bizler anestezisiz diş çıkarabilecek, anestezisiz operasyon yapacak kadar narkoz almış gibi bir rahatlık elde edebiliyoruz. Öyle tipik vakalar var ki anestezi yapamıyorsunuz. Bu kişiler gerçekten hipnotik olduklarına inanır ve benimserlerse çok derin girenlerde anestezi olmadan da cerrahi çalışmaları yapmaya çalışıyoruz.
Dentha Haber Ajansı: Dişhekimi korkusu olan ve tedavi sırasında sizi zorlayan hastalarınız için nasıl bir rahatlatma yöntemi seçiyorsunuz ? Bu tür vakalarda hipnozun nasıl etkisi oluyor?
Müezzinoğlu: Diş çekimi sırasında bulantı dediğimiz bir olay var. Öyle kişiler var ki dişini fırçalarken bile zorlanabiliyor. Bu kişinin ağzında ölçünün alınması, protezinin yapılması, proteze alışması oldukça güç oluyor. İşte hipnoz bunu başarmakta. O kabullenişte nasıl sıradan bir çatal bıçak ağzına girdiğinde rahatsızlık duymuyorsa veya bir ekmek ve lokma aldığı zaman rahatsız olmuyorsa, yapılan tedavi sırasındaki olayları değiştirebilmesi sanki her zaman tanıdığı bir alışkanlığa dönüşebilmesi şeklinde hipnozun bir desteği olabilir.
Dentha Haber Ajansı: Hipnozu sadece hastanın korkusunu yenmesi ve dişhekimine tedavi sırasında kolaylık sağlaması için mi kullanıyorsunuz ?
Müezzinoğlu: Tabi hipnoz sadece korkunun giderilmesinde, ölçünün alınmasında değil, alerji ve anestezi gibi konularda kullanılmaktadır. Uzun ve sıkı süren protez çalışma ortamının rahatlatmak aşamasında da işe yaramaktadır. Dişlerin dengesi sağlansın konuşması daha düzgün hale gelsin diye yaptığımız çalışmalarda ağız dişi dişi dediğimiz cihazlar çakılıyor. Hasta bu cihazları estetiğini bozduğu gerekçesi ile yeterli süre takmayı düşünmüyor. Oysa hastanın bu cihazları günde en az 8 yada 10 saat takması gerekiyor. Biz deneyim grubu olarak kürsümüzde yanılmıyorsam 15 civarında kişiye hipnoz altında bu uygulamayı yaptık. Daha önce cihazı takmak istemeyen hasta bu uygulamadan sonra 20 saatten fazla takıyor ve hiç yoksunmadan sürekli devam ettirebiliyor. Onlara öyle bir grup çalışması yapıldı ki takılan araç ve gereçlerin onların sağlık ve estetikleri için gerekli olduğu gelecekte iyi bir konuşmacı iyi bir eğitmen olabilmek için böyle bir tedavinin zorunlu olduğu bilinç altına hipnoz yolu ile yerleştirilebiliyor.
Dentha Haber Ajansı / 2004-04-15